7 Şubat 2011 Pazartesi

Futbol Extra Dergisi Şubat Sayısındayız (Bu Adamlar Nereye Koşuyor)

Carlos Alberto Gomes Parreira
27 Şubat 1943 Rio de Janeiro doğumlu Parreira Türk futbolunun yakından tanımış olduğu teknik direktörlerden birisidir. 1967 yılında teknik direktörlük kariyerine başlamıştır. 

En büyük başarısı Brezilya Milli Futbol takımı ile 1994’ de Fifa Dünya Kupasını kaldırmak olan Parreira, bilindiği üzere 1995-96 sezonunda Ali Şen tarafından Fenerbahçe Spor Kulübü’nün de başına getirilmiş, Fenerbahçe’ye bir lig bir de TSYD şampiyonluğu kazandırma başarısı göstermişti.

Çalıştırdığı Takımlar: Gana, Fluminense, Kuveyt, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Bragantino, Valencia, Fenerbahçe, Sao Paulo, MetroStars, Atletico-MG, Internacional, Corinthians, Güney Afrika.

Carlos Alberto Torres








17 Temmuz 1944 Rio de Janerio doğumlu olan Torres dünya’nın en iyi defans oyuncularından bir tanesi olarak gösterilmektedir. Bir zamanlar(1970, Meksika Dünya Kupası) Brezilya Milli takım’ında kaptanlığa kadar yükselmiş olan Torres, 2004 yılında Pele tarafından dünyanın yaşayan en iyi 125 futbolcusu arasında gösterilmiştir. 19 yaşında Fluminense’ de forma giymeye başladığı ilk sezon, adından oldukça fazla bahsettirdi çünkü bir geri-defans oyuncusu olduğu halde ileri oyun okuma, üst düzey top kontrolü ve oyun kurma özellikleri onun futbol oynadığı dönemlerde bir defans oyuncusunda nadir bulunabilecek özelliklerden sadece birkaç tanesiydi. 

Santos’ da, Pele ile takım arkadaşlığı da yapan Torres, teknik direktörlük yıllarına kadar futbolu ile dünya’da zihin açan defans oyuncularından bir tanesi olmayı başardı. Amerika’da New York Cosmos takımında Pele ile birlikte birden fazla şampiyonluğa da imza atan başarılı futbolcu böylelikle NASL tarihindeki yerini de almış oldu.

1983 yılında başladığı teknik direktörlük kariyerinde zaman zaman aşırıya kaçan tepkilerde gösterebilen asabi Torres, son olarak 2004 yılında getirildiği Azerbaycan teknik direktörlüğünden 2005 yılında, Polonya-Azerbaycan maçında skor 3-0 Polonya lehine iken yardımcı hakeme karşı gelmiş ve saha zemininden yürüyerek karşıya geçtiği sırada, hakemi rüşvet almakla suçlayan ithamlarda bulunduktan sonra görevinden istifa etmişti. (bu görüntüyü izleyiniz)

Çalıştırdığı takımlar: Flamengo, Corinthians, Nautico, Miami Sharks, Once Caldas, Monterrey, Club Tijuana, Botafogo, Paysandu, Nijerya Milli takımı(asistan menajer), Oman Milli takımı(asistan menajer) ve Azerbaycan Milli takımı.


Carlos Caetano Bledorn Verr (Carlos Dunga)











31 Ekim 1963 Rio Grande do Sul Brezilya doğumlu olan Dunga, hiç şüphesiz ki ön libero mevkiinde dünyanın en çok hatırda kalan futbolcularından bir tanesidir. 1991-1998 yılları arasında Brezilya Milli Takımı’nda kaptanlık vazifesi de yapmış olan Dunga, 1994 Dünya Kupası zaferinin yanında doksan bir kez milli formayı giymiş ve altıda gol atma başarısı göstermişti. Dunga, ayrıca 1984 Yaz Olimpiyatlarında gümüş madalya da almıştı.

2006 Ağustos ayında Carlos Alberto Parreira’nın yerine Brezilya Milli takımı’nın başına getirilen Dunga, 2010 Dünya Kupası’nda Hollanda’ya yenildikten sonra “Görev süremizin dört yıl olduğunu biliyorduk!” şeklinde bir açıklama yaparak görevi bırakacağının açık açık sinyallerini vermişti. Daha sonra yardımcısı Jorginho ile birlikte görevinden alındığı dünya basınına duyurulmuştu. Sakatlıkları var mıydı bilinmez ama 

Dunga, sosyal paylaşım sitelerinde Pato, Ronaldinho ve Diego’yu 2010 Dünya Kupası kadrosuna almayan adam olarak birçok kez hedef gösterilmişti.

Çalıştırdığı Takımlar
Brezilya Milli Takımı(2006-2010)
Brezilya U-23(2008)


Eduardo Antunes Coimbra













Rio de Janerio 5 Şubat 1947 tarihinde doğan ve adı daha çok Edu olarak bilinen Eduardo Antunes Coimbra, Brezilya'nın gelmiş geçmiş en iyi atak orta-saha oyuncularından birisi olarak gösterilmektedir. 

Düşük gelirli bir aileden gelmiş olan Edu, kaleci bir babaya ve kendisi gibi futbolculuk yapmış olan üçte kardeşe sahiptir ki, bu kardeşlerin en meşhuru Türk futbolunun da yakından tanıdığı Arthur Zico’dur. 

Amerika Futbol Kulüpler tarihinin en iyi dripling özelliğine sahip atak oyuncularından birisi olarak adını tarihi yazdırmayı başaran Edu, kardeşi Ziko Fenerbahçe’yi yönetirken Fenerbahçe teknik heyeti üyelerinden birisi olarak görev yapmaktaydı. Daha öncede kardeşi Zico ile birlikte Flamengo forması altında görev yapmıştı.

Çalıştırdığı takımlar: Brezilya Millî Futbol Takımı(1983-84), Vasco da Gama(1984-85), Irak Millî Futbol Takımı(1986), Coritiba(1989), Botafogo FR(1990), Kashima Antlers(1995), ve CSKA Moskova , Fenerbahçe ve Olympiacos futbol takımlarında yardımcı antrenörlük görevi.


Vanderlei Luxemburgo da Silva













10 Mayıs 1952, Nova Iguaco, Brezilya doğumlu eski futbolcu ve dünyaca tanınan teknik direktördür. Brezilya Serie A’da yaşadığı beş şampiyonluk ile, ligin en başarılı teknik direktörlerinden biri olma rozetini takmaktadır.

Çalıştırdığı Takımlar
Campo Grande(1983), Rio Branco(1983), Friburguense(1984), Democrata(1985), América(1987), Bragantino(1989-90), Guarani(1991), Flamengo(1991), Ponte Preta(1992-93), Palmeiras(1993-95), Flamengo(1995), Palmeiras(1995-96), Santos(1997), Corinthians(1998), Brezilya Milli Takımı(1998-00), Corinthians(2001), Palmeiras(2002), Cruzeiro(2002-04), Santos(2004), Real Madrid(2004-05), Santos(2006-07), Palmeiras(2008-09), Santos(2009), Atlético Mineiro(2010), Flamengo(2010)

Başarıları
5 Brezilya Série A şampiyonluğu(1993, 1994, 1998, 2003, 2004)
1 Breziya Série B şampiyonluğu (1989)
1 Brezilya Kupası galibi(2003)
8 São Paulo Bölge Şampiyonası kazananı(1990, 1993, 1994, 1996, 2001, 2006, 2007, 2008)
1 Espírito Santo Bölge Şampiyonası kazananı(1983)
2 Minas Gerais Bölge Şampiyonası kazananı(2003, 2010)
1 Rio de Janeiro Bölge Şampiyonası kazananı(1991)
2 Rio-São Paulo Turnuvası kazananı(1993, 1997)
1 Copa América kazananı(1999)
1 Pre-Olimpik Turnuva kazananı(2000)

Elde ettiği başarılar ve teknik direktörlük kariyerine bakıldığında, dünya’nın önde gelen teknik direktörlerinden biri olma özelliğini taşıyan Luxemburgo, Avrupa futbolunda sadece Real Madrid Futbol Kulübü(2004-2005) tarafından tercih edilmiştir. Real Madrid’i yönettiği tek sezonda, Barnebau’da Barcelona’ya 3-0 gibi farklı bir malubiyet ile yenilmesinden sonra şampiyonluğu Barcelona’ya kaptırmış ve görevinden kovulduğu açıklanmıştı.  


Luiz Felipe Scolari













9 Kasım 1948, Rio Grande do Sul, Brezilya doğumludur. 2002 Fifa Dünya Kupası’nı kazanmış olan Scolari, aynı zamanda “Büyük Felipe” olarak da bilinir. Portekiz Milli Takımı(2003-2008) ve Chelsea Futbol Kulübü’nde teknik direktörlük yapmış olan Scolari’nin, burada alınan kötü sonuçların ardından görevine son verilmişti. Chelsea futbol kulübünün akabinde Özbekistan’ın Bunyodkor takımı ile 1,5 yıllığına anlaşmaya vardığında, yılda 16,6 Milyon Euro ile tüm zamanların en büyük transferine imza atarak tarihe geçmişti. Ancak, kimi iddialara göre çocuğunun eğitimini bahane ederek sözleşme yenilemeyi kabul etmeyen Scolari, şu anda Palmeiras takımını çalıştırmaktadır.

Futbolculuk döneminde yine futbolcu babası Benjamin’in adımlarını takip etmiş olan Scolari, becerikli bir futbolcudan ziyade katı futbol anlayışı ile hafızalarda yer edinmişti. Kendi dönemi futbolcuları tarafından bir dönem, kötü futbolcu anlamına gelen ‘wooden leg’ yani ‘tahta bacaklı’ lakabıyla da anılmış olan Scolari, gelecek yaşantısında teknik direktör olarak birçok başarıya imza atacaktı.

Menajerlik kariyeri:
CSA futbol kulübü ile ilk sezonunda Alagoano State şampiyonluğunu elde etti.

Adı birçok kulüp ile anıldıktan sonra, Brezilya’nın en büyük kulüplerinden birisi olan Gremio’nun başına getirildi.

Al Qudisiya Kuwait takımını yönetirken Kuwait Emir Kupası’nı(1989) kazandı. Bu başarının ardından Kuwait Milli Takımı’nın başına geçti ve 10. Körfez Kupası’nı kazandı. İlginç bir şekilde Körfez Savaşı esnasında Saddam Hüseyin’in Kuwait’i işgal etmesinin ardından yeniden Brezilya’ya döndü ve Criciuma takımında teknik direktörlük yaptı.

1991’de Criciuma kulübü’nün başındayken, Gremio’yu yenerek ‘Copa do Brasil’ yani Brezilya Kupası’nı kazandı.

1993’de, Gremio’nun başına döndü ama o dönemde, Brezilya futbolu oyun anlayışıyla örtüşmeyen bir futbol anlayışını benimsemekle eleştirildi.

1997’de, Japonya Liginden Jubilo Iawata’yı yönetti ama 11 maç sonra görevini bırakarak, Brezilya’ya döndü ve Palmeiras Futbol Kulübü’nü yönetmeye başladı. Üç yıl içerisinde Palmeiras Kulubü’nü başarıdan başarıya taşıyan Scolari, kulübe ilk Libertadores kupasını kazandırdı. Aynı zamanda 1999’da, Yılın En İyi Güney Amerikalı Teknik Adamı seçildi.

2000’de Cruzeiro Futbol Kulübü’nün başına geçti ve burada 1 yıl görevde kaldı.

2001’de, 2002 Fifa Dünya Kupası’na gidememe tehlikesini omuzlarında hisseden Brezilya Milli Takımı’nın başına getirildi. Kupa’ya giden yolda Romario’yu takıma almayarak eleştiri oklarını üzerine çekti, ama Ronaldo’nun finalde Almanya’ya attığı iki gol ile, bütün Fifa Dünya Kupalarına katılmayı başarmış tek takım olma ünvanına sahip Brezilya Milli Takımı’na beşinci kez mutlu sonu yaşattı. 2002’de Brezilya Milli Takımı teknik direktörlüğünden istifa etti.

2003’de, bir yıl sonra Euro 2004’e ev sahipliği yapacak olan Portekiz Milli Takımı’nın başına getirildi. Finalde, birçok spor eleştirmeni tarafından 'en katı ve zevksiz futbol anlayışı' olarak tanımlanan futbol sitilini benimsemekle suçlanan Yunanistan’a finalde 1-0 kaybederek kupa ikincisi oldu.

2006’da Portekiz Milli Takımı ile Fifa Dünya Kupası serüvenini de yaşamış olan Scolari, yarı finalde Fransa’ya yenilerek kupaya veda etti. Akabinde adı, İngiltere MilliTakımı ile anılmaya başlansa da, Portekiz teknik direktörlüğünü bırakmadı.

Euro 2008’de Portekiz Milli Takımı ile birlikte çeyrek finalde Almanya’ya yenilerek kupaya veda etti ama turnuva daha sonlanmadan İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Chelsea Futbol Kulübü’nün başına geçeceği tüm dünyaya duyuruldu.

1 Temmuz 2008’de Chelsea’deki görevine başlayan Scolari, Premier Lig’de bir takımın başına geçmiş olan ilk dünya kupası kazanmış menajer olarak da tarihe geçti. Açık sözlü bir kişiliğe sahip olduğu bilinen Scolari, “Takımın başına geçmenizde maddi sebebler var mı?” diye sorulduğunda “Evet, ama başka nedenlerde var..” diyerek hatırlanacak bir yorumun altına imzasını attı. İlerleyen günlerde Manchester City’nin teklifini geri çevirdiğini de eklemişti.

İyi başladığı Chelsea serüveni 8 Şubat 2009’da, alınan kötü sonuçların ardından kulüpten kovulmasıyla sonuçlandı. Scolari’nin ardından göreve Rusya Milli Takımını’da yöneten Guus Hiddink getirildi.

8 Haziran 2009’da Bunyodkur Kulübü ile 18 aylık bir sözleşme imzaladığı tüm dünyaya duyuruldu. 29 Haziran 2010’da kulüpten kendi isteği ile ayrıldı ve 13 Haziran 2010’da tekrar Palmeiras kulübü’nün başına geçti.

Bir İtalyan vatandaşı olan ve tuttuğu takımlar, daha önce yönetmiş olduğu Gremio ve Palmeiras olarak bilinen Scolari, bir İngiliz Kulübü olan Nottingham Forest’a olan hayranlığıyla da bilinmektedir.

Yönettiği takımlardaki futbolcuların üzerlerindeki baskıyı azaltmak adına suni gerilimler yaratmayı ve olay çıkartmayı sevdiğini bildiğimiz Luiz Felipe Scolari, Euro 2008’de maç bitiminde Hırvat oyuncu Ivica Dragutinovic’nin yüzüne attığı sol yumruğuyla hafızlarda yer edinmişti. (bu görüntüyü izleyiniz)

Teknik direktörlük kariyerinin en büyük başarısı, bu hırçın karakter tahliline rağmen ve belki de yadsınamayacak ölçüdeki geçmiş başarılarından ötürü birçok Brezilyalı meslektaşının aksine bir dönem Avrupa futbolunda tercih edilmiş olabilmesiydi. Brezilyalı teknik adamlarının Avrupa futbolunda neden az tercih edildiğini bir yandan düşene duralım, galiba esas soru; “Kulüp yönetimlerinin bu adamları işe alırken neden birden çok defa düşünülmek zorunda olduklarıdır”.

“Onları tercih etmek bir ikilem midir, batıllık mıdır yoksa atıllık mıdır?”

Bu sorunun cevabını; yani yıllardır ileri gelen Brezilyalı Teknik Adam kavramındaki son sözü, her ne kadar İtalyan vatandaşlığına geçmiş de olsa, meslektaşlarının aksine teknik direktörlük kariyerine Avrupa’da, önce Milan şu sıralar ise İnter Kulübün’de göreve başlamış olan Leonardo Nascimento de Araújo söyleyecek galiba. Milan’dan sonra İnter’de başarılı olabilecek mi yoksa o da sıcak iklimin ve kumsalların yolunu mu tutacak?

Sorunun cevabını sabırsızlıkla bekliyoruz…



Hazırlayan: EMRE KARATAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder