22 Aralık 2010 Çarşamba

Burak Yılmaz'a Dair


Futbola 2001 yılında Antalyaspor altyapısında başladı.Antalyaspor ile ilk resmi lig maçına 25 Mayıs 2003 tarihinde Sivasspor karşısında çıktı.2005-06 sezonunda gösterdiği başarı ile takımının Bank Asya 1. Lig'ni ikinci olarak tamamlayıp, Süper Lig'e çıkmasında önemli rol oynadı.Bu performansı ile yaz döneminde Fatih Terim tarafından Türkiye A Milli Futbol Takımı'na çağrıldı.Sezon sonunda Jean Tigana'nın ısrarlı isteği sonucu 14 Haziran 2006 'da Beşiktaş 'a transfer oldu.1,5 yıl Beşiktaş 'da forma giydikten sonra Vestel Manisaspor 'lu Filip Holosko için takım arkadaşı Koray Avcı ile birlikte Vestel Manisaspor takımına verildi.Burada da 16 lig maça çıkıp 9 gol attı.28 Haziran 2008 tarihinde Fenerbahçe'ye transfer oldu.2009-2010 sezonunda Eskişehirspor a kiraya verildi, devre arasında Trabzonspordan Gökhan Ünal karşılığında takas edilerek Trabzonspor a transfer oldu.

Kısacası böyle Burak Yılmaz'ın futbol kariyeri ama onu biraz daha irdeleyelim. Sporx'de verdiği röportajdan da alıntılar yaparak tabi.

Burak Yılmaz'ın kariyeri Antalya'da başladı ve ilk parlaması orada oldu. Beşiktaş'a transferi ise erken oldu sanki. Okan Koç misali, çok yetenekliydi Beşiktaş'a Tigana'nın isteğiyle geldi. Beşiktaş'ta ilk sezonunda 30 maçta forma giydi ve 5 gol attı. Gollerinin hepsi de yetenek isteyen gollerdi. Uzaktan şutlarıyla, frikikleriyle takımın en tehlikeli isimlerinden biriydi. Ertuğrul Sağlam döneminde ise saha içinde bile hüzünlü bir hali vardı Burak Yılmaz'ın. Saçlarını maçtan önce yapan Burak saçlarını artık yapmadan çıkıyordu maça. Bir futbolcu için saç önemlidir. Örnek; Volkan Demirel. Ama Beşiktaş'ta olabilirdi, oraya uygundu, ilk senesi taraftar bile Burak'ı bağırlarına basmıştı. Burak'ın Beşiktaş TV'ye verdiği demeci  "Hayatım boyunca matematiği hiç sevmedim. Lisede de matematik derslerini anlamaz ve sınıftan kaçardım zaten"...  onu benim gözümde daha da sempatik yapmıştı.

Manisaspor'a gitti, orada yine küçük takımın büyük oyuncusu oldu. Fenerbahçe'ye transferi ise tam bir hataydı. O takımada olmayacağı belliydi. Zamanın teknik direktör Luis Aragones, büyük bir skandala imza attığı maç kadrosuna önce UEFA listesine almadığı Deniz Barış`ı yazdı, ardından yaptığı hata ortaya çıkınca Burak Yılmaz`a sarılmıştı, Burak ise maçta kötü bir performans sergilemiş, morali sıfırlanmıştı. Takımın sağ kanatında bir yığılma vardı, serbest oyuncu ise usta Alex'di. Yeni bir maceraya atıldı diye Burak. Es-Es'de yine büyük oyuncu oldu, sonrası ise Trabzonspor. Şenol Güneş'in gelmesiyle devre arasında geldi Burak Trabzon'a. Yarım sezonda Şenol Hoca'yla olabileceğini, burada yapabileceğini gösterdi Burak. Yattara'nın uzun süren sakatlığında takıma girebileceğini gösterdi. Bu sezon ise Burak bambaşka bir adam. Takımın yıldızı konumunda belki de, Milli takıma yeniden göz kırpıyor. Kariyerinin en müthiş dönemini yaşıyor Burak. Bu sezon ki performansı, açıklamaları, istatistikleri bize bambaşka bir Burak Yılmaz'ı gösteriyor, istikrarlı bir Burak Yılmaz. Kariyerindeki en fazla golü, 2007- 2008'de Beşiktaş ve Manisa'da kaydeden (10 gol) oyuncu, bu sezon bordo-mavili forma ile 3 gol daha atması durumunda kariyerinin gol rekorunu kıracak.


 Bu sezon ki başka bir mutluluğu ve başarısı ise ligde ki 100. maçına çıkmış olması Burak Yılmaz'ın. Manisaspor, Beşiktaş, Eskişehirspor, Fenerbahçe ve Trabzonspor la 100. süper lig maçını devirdi Burak.

Beşiktaş maçında forvet oyuncularının birbirine pas vermemesinin eleştirilmişti ve 7-0 lık Kasımpaşa maçından sonra Burak'a bunla ilgili sorular soruldu, ''Beşiktaş maçında Colman'ın bana vermediği bir pas vardı. Ama olabilir, bugün aynı pozisyonda ben de gol atabilirdim, fakat Colman'a verdim o kaçırdı. Bunların hiçbirisinde art niyet aramıyorum. Fakat eğer şampiyon olmak istiyorsak, Allah korusun böyle pas vermeyerek, bir de mağlup olursak bizim canımızı yakar, ciğerimizi yakar. Şampiyon olmak istiyorsak pas vermeliyiz. Kimin gol attığı değil, Trabzonspor'un galip gelmesi önemli. Çok iyi bir arkadaşlık var. Hiç kimsenin art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerlediğimizi düşünüyorum'' şeklinde konuştu. ' Kral yapmayacaksın, kral olacaksın. ' demedi, bencillikten kurtuldu.

Sporx'e verdiği röportajda ise kariyerini çizdiğini gösterdi, milli takım, şampiyonluk vb. vb.

-Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin kadro kalitesinin Trabzonspor'dan iyi olduğu iddia ediliyor..."Ben bunu anlamıyorum, nasıl bizden daha iyiler! Tabii ki kadrolarında iyi oyuncular var ama bizim takıma baktığınız zaman da çok iyi futbolcular göreceksiniz. Tamam onların kadrosu daha iyi olsun ama biz sonuna kadar gidelim. Takım oyununu da çok iyi oynuyoruz. Ama bizim kadromuzun asla onlardan geriye kaldığını düşünmüyorum."

Kesinlikle haklı. Trabzon'un kimyası ve oyuncuları daha iyi. Şu anda Trabzon'un bütün oyuncuları her takımda oynayabilecek kapasitedeler.

İÇ SAHA VE DEPLASMAN FARKI...
-Trabzonspor'un en büyük avantajı nedir?"Genç, başarıya aç bir takım olmamız ve Trabzon'un da başarıya özlem duyan bir şehir olması diye düşünüyorum."
-Taraftarınızın desteğini nasıl buluyorsun?"Taraftarımız gerçekten çok iyi niyetli ama biraz daha sabırlı olmaları gerekiyor. Deplasmanda çok daha rahat galip geliyoruz ama iç saha maçlarında bunu yansıtamıyoruz. Taraftarımız daha sabırlı ve destekleyici olmalı, rakip taraftarları baskı altına almalı."

"MİLLİ TAKIM'DAN DÖNÜNCE ÖZGÜVENİM ARTTI"
-Hollanda karşısında milli formayı giydin. Önemli pozisyonlara da girdin ama şanssızlık gol olmadı. Bundan sonra Burak Yılmaz'ı Ay-Yıldızlı formayla sürekli olarak görecek miyiz? "Bana bu şansı verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Milli Takım'dan döndükten sonra özgüvenim arttı ve performansımın da yükseldiğini düşünüyorum. Oradaki hocalarımızın da her maçı izlediğini biliyorum. Şans verilirse her maçta seve seve forma giymeye hazırım. İyi işler yapmaya çalışıyorum, umarım Ay-Yıldızlı formamızı da her zaman gururla taşırım."
-Türkiye'de yerli forvet sıkıntısı olduğunu düşünüyor musun?"Hayır düşünmüyorum. Baktığınız zaman Umut Bulut var, ben de tam forvet olmasam da forvet gibi oynuyorum. Semih, Sercan, Mevlüt, Halil Abi, Batuhan, Mehmet Batdal ve Mustafa Pektemek gibi önemli isimler var. Önemli olan bu futbolculara güvenmek ve bunu onlara hissettirebilmek. Adını şu an unuttuğumuz ve alt yapıdan gelecek yetenekli oyuncular da var."

ŞENOL HOCAM'DAN ALLAH RAZI OLSUN"
-Trabzonspor'da kendini bulman da sana duyulan güvenden mi kaynaklanıyor?"Kesinlikle. Performansımın böyle olmasının tek nedeni Şenol Hocam'dır. Kendisinden Allah razı olsun, ona çok teşekkür ediyorum. Bana her fırsatta güvendiğini hissettirdi. Kötü oynadığım zamanlar tabii ki oldu ama bana güveni verip, değerli olduğumu hissettirdi. Ben de sahaya çıktığımda onun gösterdiği ilgiye ve güvene layık olmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Trabzonspor'da gelişimimi sürdürüyorum, burada çok iyi bir hava yakaladım. Her şeyimle Trabzonspor'un başarısına ve şampiyonluğuna konsantre olmuş durumdayım."
"ADAM TÜRK BAYRAĞI DÖVMESİ YAPTIRIYOR, TÜRK OLACAĞIM, MİLLİ TAKIM'DA OYNAYACAĞIM DİYOR"
-Yerli forvet sıkıntısı olduğunu düşünüyor musun sorusunu aslında şu nedenle sormuştum; Jaja, Emenike ya da başka bir oyuncu Türk yapılsın mı diye sürekli haberler ortaya çıkıyor..."Bu Türk yapılma olayını anlamıyorum ve çok karşıyım. Kim ne söylerse söylesin umrumda değil, belki bana kızacaklar ama böyle düşünüyorum. Adam bir tane Türk Bayrağı dövmesi yaptırıyor, Türk olacağım, Türk Milli Takımı'nda oynamak istiyorum diyor. Emenike ve Jaja çıkış yapıyor, hemen onları Türk yapalım haberleri ortaya çıkıyor. Ben bunu doğru bulmuyorum, bu Türk futbolcusuna yapılmış saygısızlık ve hakarettir. Türk Milli Takımı'nda oynamak başka bir şeydir. O duyguyla, o hevesle, o coşkuyla oynarsınız. Türk Milli Takımı'nda para için oynamazsınız, Türk çocukları Türk duygularıyla orada oynar. Bu nedenle ben bunlara çok karşıyım. Neden böye şeyler oluyor, hiç anlamış değilim. İnşallah bunların önüne geçen ve bunlara son veren birileri çıkar diye düşünüyorum. Bu kadar kolay olmamalı bu işler. Bir yabancı 3-4 hafta iyi oynayınca onu Türk yapalım demek, çok büyük saygısızlık ve ayıp şeyler. Türk Futbolu neden ileri gitmiyor diyorsanız, işte böyle şeylerden dolayı.
Genç futbolcular geleceğimiz diyorsunuz, bu isimlerden hangisi yaşlı; Sercan, Batuhan, Umut, ben, Mustafa Pektemek ve Semih Şentürk. Yılların Semih'i diyorsunuz daha 27 yaşında."

Burak Yılmaz'ın en büyük pişmanlığı neydi?"Yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım, duymamam gerekiyor. Eğer pişmanlık duyduğumu hissedersem çok üzülürüm. Ama şunu söyleyebilirim, en büyük pişmanlığım Trabzonspor'a daha erken gelmemem oldu."

Röportaj'da bir çok konuya değinilmiş. Teofilo hakkında ise ' takımı bırakıp gitmiş biri, bizimde sorunlarımız var ama biz buradayız. ' diyor ve fazla konuşmak istemiyor. Son vuruşları hakkında ise çalıştığını, ancak n'olursa olsun destek verilmesi gerektiği söylüyor, antrenmanlardan sonra ek çalışmalar yapıyormuş bu konuda.

-Futbolcular çok konuşmayı seven insanlar değildir. Sen rahat bir oyuncusun, uzun süredir de seni tanıdığım için genel kültür olarak da kendini geliştirmiş olduğunu biliyorum. Kitaplar ile aran nasıl?"Öncelikle teşekkürler. Kitap okumayı gerçekten çok seviyorum. Sürükleyici romanlar hoşuma gidiyor. Olasılıksız'ı çok beğenmiştim. Elif Şafak'tan Aşk'ı da çok sevmiştim."

Kültürlü olduğunu zaten biliyoruz, yetişme ortamıyla ilgili. Burak, Bundesliga'da oynamak istediğini de söylüyor, Dortmund favori takımı son dönemde herkesin öyle olmasıda Dortmund'un başarısı. İlginç bir soru geliyor birde röportajda; Futbolu bırakınca mankenlik yapmayı ya da reklamlarda oynamayı düşünüyor musun?"Mankenlik yapmayı düşünmüyorum, reklam teklifleri bazen geliyor. Ama şu an sadece futbolu düşünüyorum."

Her futbolcu gibi play-station oynamayı seviyor, genelde evdeymiş, gece hayatı pek yok. Tabi bunda Trabzon kentininde etkisi var.
Kısacası ŞG faktörü burada da var. Trabzon'da bambaşka bir oyuncu oldu Burak. Allah vergisi fiziğini ilk kez burada tam anlamıyla kullandı, bir golcü oldu burada. Milli takımda oynama isteğiyle birlikte daha iyi bir oyuncu olacak Burak, milli takım içinde apayrı bir yeri olacaktır elbet. 


Alıntı yapılan röportaj; Sporx  Hilmi SEVER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder