6 Eylül 2011 Salı

"Süper Lig"in "Süper" Takımları

Futbolumuzun zor günlerden geçtiği günlerde Milli takımımızın Kazakistan karşısında aldığı zor bir galibiyetle futbola biraz olsun geri döndük. Bu hafta başlayacak olan ligle ise tamamen kafalarımızı futbola vermeye başlamak istiyoruz hepimiz. Birçok kişinin heyecanla beklediği transfer sezonu bu sene sadece Galatasaray için büyük heyecana sebep oldu galiba.
Şike olaylarından dolayı bir süredir yazma istediğimi yitirmiştim, şimdi süper lig takımlarının genel bir değerlendirmesiyle acıkan karnımızı bir süreliğine dolduralım.

Galatasaray; sezona yeni bir başkan, yeni bir teknik direktör ve yeni bir yapıyla başlıyor takımımız. Fatih Terim'in gelmesiyle takımda ki yerli standartı bir kat daha arttı. Türkiye içinden orta sahaya alınabilecek en iyi oyuncu Selçuk İnan'ın gelmesiyle uzun süredir aranan orta saha maestrosu bulundu. Onun yanında ise çok opsiyonlu ve muhtemel bir İngiltere Premier Lig oyuncusu Ceyhun Gülselam'ın gelmesi ise bonus oldu. Bu 2 Karadeniz yakasından gelen futbolcu o bölgede ki yerli kıtlığı epeyce yukarılara çöktü, özellikle de yetenek olarak. Takım içerisinde son milli maçta ki performansıda görülünce Selçuk'un yeri garanti gibi. Ceyhun ise şu an için Melo'nun yedeği. Felipe Melo'ye gelirsek; ilk açıklandığı gün herkesin büyük şüpheleri vardır eminim. "Yılın bidonu"nu aldık, nasıl olacak deniliyordu. Ama Melo'nun 22 milyon € edecek bir oyuncu olduğunu ve Fiorentina forması altında ki harika oyununu unutmuştuk. Brezilya milli takımında da son dünya kupasında fena sayılmayacak bir performans sergiledi. Onun Juve'de geçirdiği kötü sezonların hepsini Melo'ya yüklememek lazım, Juve takım olarak kötü senelerdir. Ama Melo burada olacak gibi, hatta bonservisi alınırsa taraftarın sevgilisi, en kötü karlı bir iş olur. Orta sahada Melo-Selçuk ikilisi Brezilya milli takımında ki Gilberto-Melo ikilisinden daha çok Fiorentina'da ki Montolivo-Melo ikilisini anımsatıyor bana ve iyi bir ikili.
Kale ise artık sağlar ellerde. Zapata ve Franco gibi maç almayacak ama epeyce maç verecek kalecilerden sonra Muslera gibi top kaleciler arasında ki bir eldivene emanet etmek kalemizi bu senenin en başarılı işlerinden biriydi. Ayrıca bunuda gerçekten çok iyi ve Muslere için çok cüzi olan bir maliyetle yaptık. Uruguay şuanda geleceğin en iyi takımlarından birisi, Forlan'ın dönemi geçse de takım iskeleti genç ve gelecek için başarılara kurulu. Bu takımın her türlü başarısında ise kale Muslera'nın himayesinde. Tek korkum savunma hattında bu sene. Servet yine takımda, hazırlık maçlarında Gökhan Zan iyi performans gösterdi, ne yazık ki hala şans tanınmayan Semih ise formayı almayı bekliyor hala, Tomas ise takım için tam adamı. Hem Fatih Terim'in en sevdiği ligden (Seria A)da yoğrulmuş, hem çirkef biraz, hem ayağına hakim ve hem de çok iyi bir sağ bek. Fatih Hoca'nın en zorlanacağı yer sağ bek olacak gibi. Sol bekte ise sıkıntı var. Ben Çağlar'ın büyük takım oyuncusu olabilecek birisi olduğunu düşünmüyorum, Hakan Balta ise Fatih hocayla form tutmayı bekleyecek. Eboue ise takım için beklerde yaşanan teknik eksiğini fazlasıyla dolduracak gibi. Real Madrid maçında yaptığı asist onun takıma büyük katkılar yapacağını gösterdi, takım olan bir çok oyuncu gibi çok yönlü olması ise cabası. Hücum hattına geçtiğimizde Arda gibi büyük bir güç gitti ve iyi de oldu herkes adına. Onun yerine alınan 2 isim Engin ve Riera sol kanat için Arda'nın yerini doldurabilir ama takım içerisinde ve sahada ki başka vasıflarıyla Arda'dan epeyce eksik yanları var. Riera'nın Espanyol seneleri dillere destandır, İspanya milli takımında banko yeri vardır. Sonrasında ki ilk Liverpool senesi de onu adada rahat rahat bir sözleşme bitene kadar oynamasına yetecektir ama ertesi sene Liverpool'un Benitez önderliğinde çaptan düşmesiyle Riera'da ağzını tutamaz ve Benitezle arası bozulur. Liverpool'dan kötü performans sergilediği için gitmedi Riera, Benitez yüzünden gitti. Riera'nın en önemli özelliği maç içinde ki durağan anlarda beklenmedik şeyler yapıp, bir anda şut çekip hareketlendirebilir her şeyi. En önemli özelliği ise asist sayısı. Geçen sene Yunanistan liginde 13 asistle, asist kralıydı. Engin ise her şey kafasında bitiyor, bu son şansı.

Elmander; yıllardır beklenen isimlerden biriydi, taraftar için büyük transfer olmasa da bence çok büyük bir transfer. Bu kadar yetenekli, opsiyonlu ve mütevazı bir oyuncu bizim ligimizde her takımın ihtiyacı. Liverpool maçında attığı gol onun kafasının ne kadar çalıştığını gösteriyor. Forvet kökenli bir oyuncu olduğu için ceza sahası boş kaldığı zaman hemen o boşluğu doldurabiliyor, pozisyon bilgisi üst düzeyde. Baroş buraya geldiği zaman tam bir golcü değildi, İngiltere'De 10-15 gol atan bir futbolcuydu ve burada gol kralı oldu. Elmander ise geçen sene 10 gol attı İngiltere'de, Baroş ve Elmander bu sene ortalığın tozunu alabilir, sağlam kalırlarsa. Son gün gerçekleşen Sercan transferi ise yerindeydi. Volkan'ın yerine Sercan şuan için bizim kadromuzun tamamlayıcı ögelerinden biriydi. Hızı ve potansiyeli göz önüne alınınca Sercan yapılabilecek en iyi yatırımlardan biriydi. Ayrıca kanatlarda oynayabiliyor olması sol kanat içinde başka bir alternatif oldu.

Tek sıkıntım bu sene Galatasaray'da gidenlerle ilgili. Culio'nun gitmesini hiç istememiştim. Aslında bana tam Fatih Terim'in adamı gibi gelmişti. Yetenekli, zeki ve görev adamı. Ordusporun yolunu tuttu, büyük ihtimalle gelmemek üzere. Stancu'nun gidişi ise yüksek ihtimaldi. Ama takımın bu sene en büyük sorunu yine gençlere şans verilmemesi olacak gibi. Son gün Anıl Dilaver Samsunspor'a kiralandı, Cem Sultan takımdan koptu, Çetin Güngör Rijkaard dönemi en çok şans bulan genç oyuncumuz Gaziantepspor'a gitti, Musa yine Bursaspor'a gitti, ümitlerle alınan ve A takıma şans verilmesi beklenen Okan Derici bir sürprizle A 2'ye yollandı. Cumhur, Caner Öztel ise sözleşmesi bitip, giden diğer genç oyuncularımız.

Galatasaray kolektif olarak iyi bir takım kurdu, 11 üzerinden Türkiye'nin en sağlam futbol oynayacak takımlarından birisi. Ama orta sahada yaratıcı adam  sıkıntısı sezon içerisinde çıkabilir, zira tüm yük Selçuk'un omuzlarında. Sol bek büyük bir soru işareti ? Tek dileğim Ünal Aysal'ın devre arasında taraftar baskısıyla çok büyük bir transfer yapması, ihtiyaç olunmadan. Ama bana öyle geliyor ki Fatih Hoca bu görevinde yine başarılı olacak.

Bu sene yedek ilk 11'imizle bile en kötü bu ligde 8. oluruz herhalde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder