Futbol dünyasının yıldızları hep yıllar öncesinden belirlenir ya da aday gösterilirler. Messi, Ronaldo, Ronaldinho, Neymar, Rooney bunların hepsi daha alt yapılardayken, daha 16-17 yaşındayken geleceğin en büyük yıldızları olarak gösterilir. Bir de yıldızı çok geç parlatanlar ama tam parlatanlar var. Önceden dikkati üzerine pek çekememiş ama zaman içerisinde yıldızını geçte olsa parlatmış adamlar var. Bunlara en çok rastladığımız yer ise İtalya. Bir çok İtalyan forvet yıldızı geç parlattı. 26-27 yaşlarında parlayıp 2-3 yıl boyunca ligin gol krallığında çok iddialı olan ve domine etmiş adamlar var. Bunlara örnek olarak ilk başlayacağımız isim ise; Luca Toni.
1977 doğumlu Luca Toni şu anda 33 yaşında ve Avrupa'nun şu an veteran golcüleri arasında. 2 sezondur başı forvetlerle belada olan ve ya rotasyonu genişletmek isteyen büyük kulüpler onu takımlarına transfer ediyor. Geçen sene Roma Toni'nin sakatlığıyla büyük sıkıntıya düşmüş ellerinde sadece Vucinic kalmıştı. Ve Roma onu Bayern'den kiralamıştı. Sakatlık sorunları nedeniyle sadece 17 maça çıkabilen Toni 5 gol atmıştı. Sene başında ise Genoa'ye transfer olan Toni 18 maçta 7 gollük performansıyla orada da gerekli katkısını vermişti. Devre arasında ise Quaglierella'nın sakatlanmasıyla forvet sıkıntısı içine giren Juventus Matri'yle birlikte onu kadrosuna kattı. Şu ana kadar Juve ile 6 maça çıkan Toni 1 gol atabildi.
Onun oyun tarzıyla oynayan bir forvetin gol kokusu alması gerçekten üst düzeyde ancak yapabilecekleri takım oyunuyla ayın orantıda. Üstün yetenekleri ceza sahası içinde ortaya çıkan bir forvet Toni. Fiziği ve kuvvetiyle ceza sahasında büyük bir üstünlük ve güç. Son vuruşları ve hava hakimiyeti ise onu golcü yapan en büyük özelliği.

2005-2006 sezonu başında 10 milyon €'ya Fiorentina'ya transfer oldu. Gittiği ilk sezonda 38 maçta 31 gol atarak İtalya'yı ve Avrupa'yı tam anlamıyla sarsmıştı. Ve 35 yıl aradan sonra Serie'da ilk kez bir futbolcu 30 golü geçmişti. Takımının 66 gol attığı sezonda gollerin neredeyse yarısında Toni vardı. Ancak o müthiş sezon şike skandalıyla sarsılmıştı ve Toni takımdan ayrılma isteğini dile getirmişti. Ancak Mor Menekşeler onu bir sezon daha takımda tuttu. 2. sezonunda 29 maçta 16 gol atarak yine takımına büyük bir katkı verdi. Takımının UEFA Kupasına gitmesi Toni'yi memnun etmedi ve kariyerini bir adım daha yukarıya taşımak istedi. Floransa ekibinin ise onu satmaktan başka çaresi kalmadı. 2007-2008 sezonunda kadroyu revize eden Bayern onun için 11 milyon € verdi ve onun için yeni bir macera başladı. Gittiği ilk sezon Bayern ile Lig şampiyonluğu yaşayan Toni ligde 31 maçta 24 gol atmasının yanında toplamda 46 maçta 39 gol atarak bir kez daha kendini gösterdi. Ama tabi ki yaş ilerlemişti. 2. sezonunda 31 yaşındaydı Toni ve 25 maça çıktı ve 14 gol attı. 2009-2010 sezonunun başında Van Gaal'in takıma gelmesiyle sorunları yaşadı ve forma şansı bulamaz oldu. Robben, Ribery ve yeni doğan yıldız Müller'in arkasına düştü. Sezonun ilk yarısında 6 maçta forma giyebildi ve Bayern'le son golünü Almanya kupasında attı. 2. takıma gönderilen Toni burada daha fazla kalamadı ve yeniden İtalya'nın yolunu tuttu. Roma-Genoa ve bu sezonun yarısından itibaren Juventus formalarını giydi.
İtalya milli takımıyla 2006 dünya kupası şampiyonluğu yaşadı ve Euro 2008'de forma giydi. Milli takımla toplam 47 maça çıkan Toni 16 gol attı.
İtalya'nın (ya da Serie A'nın) karakteristik özelliği böyle sanırım. Aklıma bir çırpıda Dario Hübner, Igor Protti geliyor. Bunun sebebinin Serie A'da zor gol atmanın yanı sıra, hocaların satranç hamlelerinin diğer liglere göre daha fazla olduğunu düşünüyorum. Serie A'da bir forvetin nasıl gol atacağını öğrenmesi ve doğru hocayla karşılaşması zaman alabiliyor.
YanıtlaSil